ÖNEMLİ BİR İŞ
"Şu çocukların önemli işten anladıkları yok" diyerek kendi kendime hayıflanıyordum. Sonra birdenbire İçimden bir ses bana onları sev dedi. Bir yandan da kendi kendime "Bu çocuklar tam sopalık. Benim yapacak Önemli İşlerim var." diyordum, içimden gelen ses sorgulamalarımı yanıtladı, onları kendi çocuklarınmış gibi sev.
Onlara uçuş rotamızı anlattım, uçuşumuzu çeyreklere böldüm ve Dallas'a ne zaman varacağımız konusunda tahminde bulundum.
Birazdan bana hastanedeki babalarını görmeye gittikleri Seattle seyahatlerini anlatmaya koyuldular. Konu konuyu açtı; uçma, havacılık, bilim ve yetişkinlerin hayat görüşleriyle ilgili sorular sordular. Zaman çarçabuk geçti ve benim önemli işler de kaldı.
Uçak inişe hazırlanırken, babalarının nasıl olduğunu sordum. Sessizleştiler, erkek çocuk "Öldü" yanıtını verdi.
"Oh, çok üzüldüm."
"Ben de öyle. Ama beni küçük erkek kardeşim daha fazla tasalandırıyor. O bununla zor başedeceğe benziyor."
O anda konuştuklarımızın esasında hayatta karşı karşıya kaldığımız en önemli işler olduklarını fark ettim; yaşamak, sevmek ve kalp kırıklığına rağmen büyümeye devam etmek. Dallas'ta birbirimizle vedalaştığımızda, erkek çocuk elimi sıktı ve uçakta ona öğretmenlik yaptığım için bana teşekkür etti. Ben de bana öğrettiklerini düşünerek ona teşekkür ettim.
Dan S. Bagley
Tavuk Suyuna Çorba kitabından alıntıdır.
0 yorum:
Yorum Gönder