12 Aralık 2013 Perşembe 0 yorum

DiziMag Alternatifleri

    Arkadaşlar bildiğiniz üzere Türkiye'nin en büyük dizi paylaşım sitelerinden biri olan DiziMag kısa süre önce erişime kapatıldı. Sebebi telif hakları olarak belirlenmiş. Mecburen yeni alternatifler aramaya başladınız büyük ihtimalle. Ben de sizler için alternatifler bulup paylaşmak istedim. Dizikoliklerin ilgisini çekeceğine inanıyorum. 



Yabancı Dizi İzle:

DiziMag'ten sonra en çok popüler olan dizi siteleri arasında yer alan "Yabancı Dizi İzle" sizler için seçtiğimiz ilk site oluyor. Yabancı Dizi İzle'de aynı DiziMag gibi kapatılma kararı ile karşı karşıya kalmış ve alan adınıyabancidiziizle1.com olarak değiştirdi.
Bu platformda DiziMag'te bulunan yabancı dizilerin neredeyse tamamı yer alıyor diyebiliriz. Türlere ve popülerliğe göre ayrılan dizileri Türkçealtyazılı ve 720P HD olarak izleyebilirsiniz. Ancak Pop-up reklamlar biraz canınızı sıkabilir.

Siteye gitmek için tıklayın.

DiziGo:
DiziMag'in kolay kullanılabilirliğine alışan ve başka yabancı dizi izleme sitelerinde aradığı arayüzü bulamayan dizi severler için DiziGo sitesi biçilmiş kaftan. Siteye ister üye olup sevdiğiniz dizilerin yeni bölümleri eklendiğinde size mail ile uyarı gelmesini sağlayabilir, isterseniz de direk dizi izlemeye başlayabilirsiniz.
Geniş bir yabancı dizi arşivine sahip olan DiziGo'da 720P ve Türkçe altyazı seçenekleri bulunuyor.
Siteye gitmek için tıklayın.

DiziWu:
Kullanışlı sade arayüzü ve az reklam içeren DiziWu sitesinde birçok popüler yabancı dizi bulunuyor. Alfabetik sıralamaya göre dizilen listeden, takip ettiğiniz diziyi seçip istediğiniz bölümü izleyebilirsiniz.
VK.com üzerine yüklenen dizileri 240P360P480P ve 720P HD çözünürlüğünde izleyebilirsiniz.
Siteye gitmek için tıklayın.

Harika Dizi:
Hem yabancı hem de yerli dizilerin bulunduğu harika dizi platformu sayesinde dilediğiniz dizi izleyebilirsiniz. Oldukça geniş bir dizi arşivine sahip olan Harika Dizi sitesine ister üye olup dizilerinizin yeni bölümlerinden haberdar olabilir, isterseniz de dizinizi direk olarak izleyebilirsiniz.
Siteye gitmek için tıklayın.

Dizi İzleyinn:
Yerli dizilerin yanında yabancı dizilerin daha fazla ağırlıklı olduğu Diziİzleyinn sitesi DiziMag'e alternatif olan siteler arasında yer alıyor. VKüzerinden yayın yapan videoların çözünürlüklerini, internet hızınıza göre değiştirip sevdiğiniz dizileri izleyebilirsiniz.
Siteye gitmek için tıklayın.






5 Aralık 2013 Perşembe 0 yorum

Sanırım Seni Çok Özledim


 Merhaba bir zamanlar canımı uğrunda feda edecek kadar çok sevdiğim. Hiç arayıp sormuyorsun beni. Yoksa beni unuttun mu çoktan? Yerimi dolduracak kişiyi çoktan buldun mu? Mutlu musun? Eğer öyle olmasan beni bir kere arayıp sorardın.Ya da beni temelli sildin hayatından. Evet, ayrılırken öyle anlaşmıştık. Sen beni silecektin hayatından, ben de seni. Bir daha karşılaşmayacaktık hiç. Senin için basitti tabi bu. Sen benim kadar sevemedin ki. Sevseydin bu kadar basit bırakmazdın beni. Belki de hiç sevmedin beni. Bir hata yaptın ve kendini kurtarmak için gerekli anı kolladın. Bir hatamı bekledin. Ve acımadın. Kimse böyle terkedilmeyi hak etmez. Gerçek yüzünü gördüğümde inanamamıştım sana. Çok şaşırttın beni. Oysaki ne güzeldi herşey. Ne olurdu beni biraz sevebilseydin. Çok mu zordu? Bu soruları kendime binlerce kez sordum. Neden böyle yaptığına dair mantıklı bir cevap bulamadım.Hiçbir insanoğlu da bu yaptığına bir yorum yapamaz. Neyse. İnanmayacaksın ama senden sonra kimseler sevmedi beni. Seni unutmak için kimin kapısını çaldıysam elim boş döndüm. Sadece seni unutmak için değil tabi sevdim o insanları da senin gibi. Erkek adam tek bir kişiye aşık olur sadece onun için yaşar ve ölür derler ama bu devirde bu cümle geçerliliğini yitirmiştir bence.En azından benim için öyle. Çünkü karşıma çıkan insanlara verdiğim sevginin yerlere atıldığını gördüm. En azından nazikçe geri verebilirlerdi. Yerden yere çalmaya ne gerek vardı? İşte bu yüzden başka kapılar çalmaya mecbur kaldım. Onlar senin yaptığın hatayı yapmadılar(!). Beni baştan reddettiler. Söylesene benden neden kaçıyorsunuz? Çok sevdiğim için mi? Uğrunuza herşeyi feda edebileceğim için mi? Yeryüzündeki birçok şerefsize nazaran adam gibi adam olduğum için mi? Ha doğru siz insanların içini göremiyorsunuz. Tek bahaneniz de bu zaten. Sadece görünür kısma bakıp ona göre davranıyorsunuz.Sen de öyle yaptın. Bir çok kişi gibi.Ama yine de sevebilseydin beni. En azından onların yaptığı gibi direkt reddetmedin beni. Kendince bir hata yaptıysan da güzeldi. İşte sanırım ben o günleri çok özledim. Hiç yüzyüze görüşemesek te, elini tutamasam da,yüzüne karşı seni sevdiğimi söyleyemesem de, sana sarılamasam da güzeldi bu deneme sürümü aşk.Ne kadar aşk denilebilirse tabi.Her şeyi kısıtlıydı. Ne zaman buluşmayı istesem olmadı. İstemedin. 8 yılda beni tanıyamamışsın demekki.Evet ilkokul arkadaşımdın.İlkokulda birbirimizi sevmedik lisede ayrı okullardaydık ama baya büyümüştük tabi.Herşeyin farkındaydık.Demekki sadece büyümek yeterli olmuyormuş.Ama hakkını vermek gerekir bana sen teklif etmiştin. Hatırladın mı? Arkadaştık sadece. Ben dediklerini anlamaya çalışıyordum. O gün sevgiliydik artık.Hiç beklemiyordum. Yalnızlığa alışkın biriyim ben tabi o yüzden baya bi allak bullak olmuştum. Ama mutluydum. Artık şanssızlığımı yendiğimi düşünüyordum.Ama mutluluğum 5 ay sürdü. Yaptığını anlatmayacağım sen gayet iyi biliyorsun. Bir zamanlar çok sevdiğim insan birden en nefret ettiğim birisine dönüştü. Bu çok acı vericiydi. Senin için öyle miydi bilmiyorum. Yaşadığımız o 5 aylık sadece telefonlaşma mesajlaşma süreci bile çok güzeldi.Telefonu açık tek bir kelime edemediğimiz zamanları bile özledim.  Ne haldeyim sen düşün.Senin için bir hiç te olsalar benim için çok değerliydi o anılar.Bana bir şans verebilseydin belki de daha güzel olacaktı herşey. Ama ne yazıkki sen bu yazdıklarımı okuyamayacak kadan uzaksın belki de bana.Yine de yaşadığım en iyi aşkı(ne aşk ama!) seninle yaşadım.Neresine aşk denilebilirse tabi. Seni şimdi nasıl hatırladım ben de bilmiyorum.Bana çektirdiklerin yüzünden senden nefret ettiğim için olabilir mi? Yoksa yaptıklarına rağmen seni çok özlediğim için mi? Valla özledim özlemesine ama bildiğim tek şey senden hala nefret ettiğimdir.Çok ani oldu seni hatırlamam. Her ne kadar beni 5 ay mutlu ettiysen de yaptığın şey seni kötü insanlar kategorisine koymama yetti. Umarım bir daha hiç karşılaşmayız. Ve bana yaptıkların elbet senin de başına gelecek bunu unutma.Nasıl bir son cümle koyacağımı bile şaşırdım.Heh buldum! Ne halin varsa gör!
4 Aralık 2013 Çarşamba 0 yorum

Time Dergisine Göre 2013'ün En Etkileyici 10 Fotoğrafı


1- Güney Afrika, 26 Temmuz 2013 - Fotoğraf: David Jenkins



Son 5-6 yıldır Güney Afrika'daki Fok Adası'na (Seal Island) büyük beyaz köpekbalığı ile kurbanları fokların etkileşimini fotoğraflamak için gidiyorum. 26 Temmuz sabahı da, adaya doğru yerel bir tur operatörü ile birlikte yol almaya başladık.
Normalde köpekbalıkları avlanmak için gün doğumundan 1 saat öncesi ile 1 saat sonrası arasını tercih eder. Adaya vardığımda saat 7.15'ti ve avlanmanın başladığını suyun üstündeki kalıntılardan anlayabiliyordum. Saldırılar neredeyse ışık hızıyla gerçekleşir ve fotoğraflamak için çok az zamanınız vardır. Bu yüzden denizde yemek yiyen ve adaya doğru dönüşte olan fokları takip etmeye başladık, tabi ki aramızda rahatsız etmemek için iyi bir mesafe bırakarak. O esnada küçük bir fokun sürünün gerisinde kaldığını farkettim. Köpekbalıkları için beklenen av..
Foku takip etmeye başladım ve büyük beyaz köpekbalığı birden bire saldırdı. Fok, ısırıktan kaçmayı başardı ancak köpekbalığının burnunun darbesinin etkisiyle suyun üzerine fırladı ve tam o anı fotoğrafladım.
Sonrasını merak ediyorsanız, küçük fok çevikliği ile yem olmaktan kurtuldu.


2- Boston Maratonu, 15 Nisan 2013 - Fotoğraf: John Tlumacki


İlk Boston Maratonu bombası, yarışın kazananı bitiş çizgisini geçtikten yaklaşık 2 saat 40 dakika sonra patlamıştı. Bitiş çizgisinde, yarışı bitiren maratoncuları fotoğraflıyordum. Bazıları kostümle koşuyordu, bazıları da çocuklarının ellerinden tutup bitiş çizgisini birlikte geçmenin keyfini yaşıyorlardı.
Bomba yaklaşık 15 metre yanımda patladı. Bombanın etkisi beni afallattı. Kendime geldiğimde maratoncu Bill Iffrig'i asfalta düşmüş bir şekilde gördüm ve fotoğrafını çekmek için ona doğru koştum. Aynı anda 3 polis memuru da benimle birlikte koştu ve tam o anda 3 blok ötede diğer bomba patladı. Polislerin silahının çekili olduğunu o an farketmemiştim bile. Aslında bomba olduğunu bile anlamadım, acaba bir sebeple top atışı mı yapılmıştı yoksa kanalizasyonda meydana gelen bir patlama mı olmuştu bunları düşünüyordum.
Etrafıma baktığım zaman bombanın etkisini gördüm. Gözümü fotoğraf makinemin vizöründen alamıyordum, çok fazla duman vardı. Bir polis memuru burda durmamam gerektiğini ve bir bombanın daha patlayabileceği konusunda beni uyardı.
Kafamı kaldırdığımda parçalanmış vücutları, kopmuş bacakları ve inanılmaz derecede çok olan kanları gördüm.


3- Bengladeş, 24 Nisan 2013 - Fotoğraf: Taslima Akhter


24 Nisan hala anılarımda taptaze. Sabah 9'da Rana Plaza'nın çöktüğü haberini aldım ve direkt olarak oraya gittim. İlk başta ne olduğunu anlamasam da vakit geçtikçe olayın vehametini algıladım. Günüm insanlara yardım etmek ve bol bol fotoğraf çekerek geçti, gece yarısı hala enkaz altında insanlar vardı, ve akrabaları yaşlı gözlerle haber bekliyordu.
Sabaha karşı saat 2 gibi, göçük altında kalan onlarca cesedin arasında bu çifte rastladım. Vücutlarının alt kısımları betonun altında kalmış, erkeğin gözünden aynı göz yaşı gibi kan akmıştı. Bu kareyi gördüğümden beri, o çift aklımda. Acaba en son ne düşünüyorlardı? Akıllarında aileleri mi vardı yoksa kendilerini mi kurtarmaya çalışıyorlardı, sürekli kendime soruyorum.
Kendime bu insanların hayalleri hiç mi önemli değil diye sorup duruyorum. Dünyadaki en ucuz iş gücü onlar diye bu kadar mı değersizler? Tüm dünyadan enkaz altında kalan işçilere yas tutan onlarca mektup aldım. Bu mektuplar beni çok etkiledi ve fotoğrafçı olarak sorumluluklarımı sorgulamama sebep oldu..
Fotoğrafım, protestomdur.


4- Avustralya, 4 Ocak 2013 - Fotoğraf: Tim Holmes



4 Ocak 2013'de küçük sahil kasabamız Dunalley'i orman yangını vurdu. Yangın o kadar yoğundu ve her yeri kapamıştı ki karım ve 5 torunum ile birlikte suyun içine iskelenin altına sığınmak zorunda kaldık.
Torunlarımın oynamayı çok sevdiği o iskele o gün barınağımız oldu. Su soğuktu ama yangının sıcaklığını yüzümüzde hissediyorduk ama en zoru nefes almaktı. Havadaki is ve zehirli gazlardan dolayı nefes almak imkansız gibiydi.
Ateşler iskeleye kadar geldi ancak kendi imkanlarımızla söndürebildik. Bu fotoğrafı da karımın telefonu ile çekip kızıma mesaj olarak attım ki iyi ve birlikte olduğumuzu anlasın.


5- İstanbul, 1 Temmuz 2013 - Fotoğraf: Daniel Etter



Protestoların büyüklüğü karşısında şok olmuştum. Taksim Meydanı'nın yakınlarında yaşadığım için ufak protestolara oldukça alışkındım, bu yüzden Gezi Parkı protestoları ilk başlarda bana sıradan gözükmüştü. Hatta bu yüzden özel bir haber için Ukrayna'ya gittim. Ukrayna'ya varır varmaz, protestoların Gezi Parkı özelinden çıkıp başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı protesto gösterilerine dönüştüğünü anladım ve hemen geri döndüm.
Ertesi gece, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi önündeki protestoları fotoğrafladım. Protestocular ofise doğru hareket etmeye çalışıyor, polisler de TOMA ve aşırı derecede gaz ile karşılık veriyordu. Protestocular polisin işini zorlaştırmak için her yere barikat kuruyordu.
Barikatların birinin üstünde bu genci gördüm. Bir yandan Türk bayrağı sallıyor, diğer yandan gazın etkisi ile iki büklüm olmuş vaziyetteydi. Gaz maskesi takmama rağmen zar zor nefes alıyordum ve bu kareyi fotoğrafladım.
Fotoğraf dakikalar içerisinde viral oldu. Facebook'uma postladım ve Türk arkadaşlarım facebook ve twitter'dan paylaşmaya başladılar. İlk birkaç saat içerisinde 10.000 kişi fotoğrafı paylaşmıştı bile. Daha sonra bu kare t-shirtlere baskı, posterlere konu oldu. Hatta İzmir'de anıtı bile yapıldı.


6- Nairobi, Kenya, 21 Eylül 2013 - Fotoğraf: Tyler Hicks



Nairobi'deki zenginlerin uğrak yeri Westgate Mall'a gittiğim zaman çok ekstra birşeylerin olduğu belliydi. Silah seslerinin duyulduğu rapor edilmişti ve oraya gittiğim zaman yüzlerce kişinin binadan dışarıya sel gibi aktığına şahit oldum. Bir çoğu vurulmuş ve yaralıydı. 2 yıldır bizi uyardıkları El-Şebab saldırısının sonunda gerçekleştiğini anladım.
Dışarıdaki paniği fotoğrafladıktan sonra dikkatimi AVM'nin içine girecek bir yol a ramaya verdim. Küçük ve organize olamamış bir grup Kenya polisi kalabalık bir grubu AVM dışına çıkartmaya çalışıyordu ve onların arasına karıştım. AVM'nin giriş katında bir balkona yaklaşıp aşağıya baktım. Bir çok cansız bedenin yanında çocuklarını korumaya çalışan bu anneyi gördüm.
Ses çıkarmadan duruyorlardı ve onları fotoğrafladım. Ne mutlu ki zarar görmeden kurtuldular.


7- Texas, Amerika, 12 Haziran 2013 - Fotoğraf: Peter van Agtmael



Bobby Henline'ın bu fotoğrafını Motel 6 isimli bir otelde çektim. Aynı gün Bobby'nin bu hale gelmesinden sorumlu, Irak'ta gerçekleşen patlamanın kurbanı 19 yaşındaki bir gencin babası ile röportaj yapmıştım.
Havuz hafifçe ışıklandırılmıştı, Bobby suya girdi ve sırt üstü kendini bıraktı. Odamın balkonundaydım ve fotoğraf makinemi çıkarıp fotoğraflar çekmeye başladım. Benim gibi meraklı birkaç göz daha odalarının balkonlarından Bobby'yi izliyordu ama o hiç oralı olmadı.


8- Kahire, Mısır, 27 Temmuz 2013 - Fotoğraf Mosa'ab Elshamy



Adaweya Meydanı'na güvenlik güçlerinin Mursi yandaşlarına ateş açtığını öğrenir öğrenmez koştuğumda gece yarısını biraz geçmişti. Tüm geceyi meydan, hastane ve ölüleri tuttukları odada mekik dokuyarak ve yaşanan katliamı fotoğraflayarak geçirdim.
12 saat sonra çok yorulup, fotoğraf makinemi kapadım ve eve doğru yola koyuldum. Yoldayken bağırış çağırışlar arasında ilerleyen bir grupla karşılaştım ve yanlarına yaklaştığımda, sniperlar tarafından kafasından vurulmuş bir genci taşıyan iki adam gördüm.
O gün fotoğrafını çektiğim son ölü kişiydi, ama aynı zamanda da en etkilisi..


9- Filipinler, 18 Kasım 2013 - Fotoğraf: Philippe Lopez



Filipinler'de yılın bu zamanı her zaman çok fırtınalı olur. Büyük fırtına sonrası, bulutlar güneşi kaparken, yollar insanların yaktığı enkaz artıklarıyla aydınlanıyordu. Tam o sırada bir grup kadın ve çocuk yolda belirdi ve ben de fotoğrafladım. Sanırım bu fotoğrafın insanları bu kadar etkilemesinin sebebi sadece görsel olarak güçlü ve duygusal olması değil, aynı zamanda bazı kişilerin kendi inancını da fotoğrafta görmesi..


10- Halep, Suriye, 31 Ağustos 2013 - Fotoğraf: Emin Özmen


Bu fotoğrafı 31 Ağustos'ta Halep yakınlarındaki bir kasaba olan Keferghan'da çektim. El Kaide bağlantılı ISIS militanlarının o gün yaptığı 4. ve son infazdı.
Köyde bu infazı çocuklarıyla sessizce izleyen insanlar vardı. Gözleri dışında tamamen siyah kıyafetlere kendini bürümüş birisi uzunca bir süre kurbana suçlarını okudu.. İnfazdan sonra, ceset bir kamyonete yüklendi. Her kasabada bir infaz gerçekleştiriliyor ve cesetler kamyonetlerle kasaba kasaba dolaştırılıyordu.. Ehtemlat, A'zaz, Savran ve en son Kefergan.
İnfaza şahit olan insanlar rahatlamış gözükürken ben nasıl bir fotoğraf çektiğim konusunda emin bile değildim. Fotoğraflamama isteğimle çok zor mücadele ettim ama bir şekilde gördüklerimi ve yaşadıklarımı belgelendirmem gerekiyordu. Bu bir savaş ve katlanılmaz bir anının tam ortasındaydım.
0 yorum

Şanslı ve Şanssız Adam


  Şanssız adam,
- Sabahleyin aceleyle evden çıktı. Otobüs durağına yöneldi. Durağa on metre kala otobüsü gördü ama yetişemedi.
- İş yerine gitti, hemen hazırlaması gereken bir rapor vardı. Bilgisayarını açtı, raporu hazırladı.Çok güzel bir rapor olmuştu, tam 3 saat uğraşmıştı. Tam kaydedecekken bir anda elektrikler kesildi.
- Akşam yorgun argın eve geldi. Banyoya girdi, sabunlandı,tekrar suyu açmak istedi ama olmadı, çünkü sular bir saniye önce kesilmişti.
- Sabahleyin bir çekin tahsili için bankaya gitti. Banka çok kalabalıktı ve sırada yaklaşık 35 kişi vardı. Öğlene kadar sıranın kendisine gelmesini bekledi.Tam sıra kendine geldiğinde sistem arızalandı.
- Randevuyu koparıncaya kadar tam 6 ay uğraştı. Ama sonunda oldu, aldı randevuyu. Buluşmak için adamın ofisine gittiğinde beyefendinin acil bir iş için şehir dışına çıktığını öğrendi.
- Pahalı bir cep telefonu aldı, ertesi gün telefonun fiyatının yarı yarıya ucuzladığını öğrendi.
- Biraz doları vardı, bozdurdu ve bir daire aldı, ertesi gün devalüasyon oldu.
- Muhallebi yerken dişi kırıldı...
   Yukarıdaki adamın yaşadıklarını ya da benzerlerini sen de yaşamışsındır.Birçok kere ne kadar şanssız olduğunu düşünmüşsündür.Halbuki olumlu görebilsen, hiçbir zaman şanssız olduğunu düşünmez, hiçbir zaman küfretmezdin.
   Her insan, her gün bir dolu şanssızlık yaşıyor. Hayatında ilk defa çatalla meyve yemeye kalkan ve çatalı tam ağzına götürürken, ensesine vay Mehmet diye tokat yiyen, boğazına çatal kaçan ve ölen adamı duydun mu sen? Üstelik adı da Mehmet değil Abdullah'tı. Bakışını değiştirmelisin. Ben çok şanssızım, diye ortalarda yürürsen, her olana kötü bakarsan, her şey daha kötü olur buna emin ol ve yine emin ol ki bir gün su içerken boğulup gidersin. Bakışını değiştir. Biraz daha, biraz daha dikkatli bak, ne kadar şanslı olduğunu göreceksin.
  Çok şanslı adam...
- Biraz önceki şanssız adamı düşün! Belki otobüsü kaçırdı ama milyonlarca insanın aksine onun  geç de olsa gidebileceği bir işi vardı.
- Raporu hazırlarken elektriğin kesilmesi ona, raporunu tekrar gözden geçirme ve hatasız bir rapor yazma fırsatı verdi.
- Banyoda suyu kesilse de akşam evine dönemeyen milyonlarca insanın aksine o,evine dönmeyi başardı ve hatta evi olmayan binlerce insan varken,o en fazla suyu kesilecek bir evde yaşamanın keyfini sürdü.
- Bankada sistem arızalansa da, dönen binlerce çekin arasından öğleden sonra da olsa onun çeki ödendi.
- Fiyatı yarı yarıya ucuzlasa da pahalı bir cep telefonu alabilecek güce sahipti.
- Devalüasyon olsa da, evine ekmek götüremeyen binlerce insanın aksine ilk değerini kaybetmiş de olsa, kendine ait bir dairesi vardı.
- Muhallebi yerken dişi kırılsa da yediğinin muhallebi olduğunu idrak edecek sağlıklı bir beyne sahipti.
- Nefes alamayan binlerce insanın aksine o nefes alabiliyordu.
   Gerçekten de sahip olduklarımızın kıymetini hiç bilmiyoruz. Elini vicdanına koy ve hesap et. Önüne bir kağıt al, bir tarafa sahip olduklarını, bir tarafa sahip olmadıklarını yaz. İnanamayacaksın, çok şanslısın çoooook!...
Erdal Demirkıran
 
;