10 Mart 2013 Pazar

Hayal Kurmak

   Hayal kurmak, insanoğlunun ömrü boyunca sığındığı bir liman gibidir. Elde edemediğimiz, olmasını dilediğimiz bir şeyi hep hayal ederiz. Çünkü genelde bu limana pişmanlıkla baktığımız şeyleri bir nebze unutmak, dilediğimiz şekilde görmek, kısa bir süreliğine tatmin olmak için sığınırız. Dilediğimiz şey bazen bir kişi, bazen bir nesne , bazen de bir olay olabilir. Bir yakınımızı kaybettiğimizde, o yaşıyormuş gibi hayaller kurarız. Biraz da olsa tatmin oluruz. Belki de olmayız.Hayal kurmanın kötü tarafı da kurduğumuz hayallerden sıyrıldığımız zaman hissettiklerimizdir.
    Birisine kalbinizi verdiniz. O da kırıp size geri iade etti. Kısacası reddedildiniz veya terkedildiniz. Biraz sonra kurduğunuz hayalin içinde hissettiniz kendinizi. Düşündüklerinizin, kafanızdan uydurduğunuz ve belki de hayatta gerçekleşmeyecek şeylerin içindesiniz sandınız. Kimse de dürtmedi sizi. Çünkü genelde yalnızken kurdunuz hayallerinizi.  Bir zaman sonra anneniz kapıyı çalar ya da öğretmeniniz isminizi söyleyip size soru sorduğunda kendinize geldiğinizde elinizden kayıp gider kurduğunuz dünya. Kendinizi yabancı bir yerde sanırsınız. Yavaş yavaş gerçekler gözünüzün önüne gelir. Hayal kurduğunuzun farkına varırsınız. Onun gerçekten yanınızda olmadığını anlarsınız. Acı verir. Yokluğu içinize kor gibi düşer tekrar. Yapabileceğiniz bit şey yoktur. O sizin değildir ya da başkasınındır ne fark eder ki? Yaşamınıza devam edersiniz. Her yalnız kaldığınızda ve duygular tekrar sizi çıkmaz sokakta sıkıştırdığında hayallerinizin sahte ve güzel dünyasında kendinizi bulursunuz. Tekrar uyanırsınız. Tekrar hayal kurarsınız. Ta ki hayalleriniz gerçek olana kadar.
    Bir hayal biter yenisi başlar. İnsanoğlu hep hayal kurar. Hayal kurmayan insan yoktur.Başta da yazdığım gibi hayal kurmak insanın "ömrü boyunca sığındığı bir liman"dır. Alışkanlıktır bir bakıma. İnsan bağımlıdır hayal kurmaya. Gerçek ve sahte dünyalar arasında yalpalamaya....

0 yorum:

Yorum Gönder

 
;